07 Ocak 2015 01:05

‘Afrika açılımı’nda yeni adım

‘Afrika açılımı’nda yeni adım

Fotoğraf: Envato

Paylaş

1998’den bu yana, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, ‘Afrika Açılımı’ adı verilen bir plana sahip. Bu tür planlar, genellikle stratejik perspektiflerle, dış ilişkiler kapsamında yapılabilecek işleri düzenlemek, kısa ve uzun vadeli hedefleri belirlemek üzere yapılır. Hükümetler değişse de kalıcılığını korur ve bir hükümetten diğerine devredilir. Ancak yıllarca rutin işlemler düzeyinde yürüyen bu açılım planı, AKP’nin elinde gerçek bir strateji mahiyeti kazandı. Ahmet Davutoğlu’nun teorisinde, uluslararası düzende iki kutuplu sistemin ortadan kalkmasından sonra Avrupa Birliği dışındaki bölgelerle ilişkilerin geliştirilmesi tezi önemli bir yer tutuyordu. Dolayısıyla, onun önce danışman, sonra Dışişleri Bakanı ve nihayet Başbakan olmasını takip eden süreç boyunca AKP hükümetleri, Dışişleri Bakanlığı koridorlarında dolaşıp duran dosyayı masaya getirdi!

2013’te Başbakan Erdoğan, geniş kapsamlı bir Afrika turuyla açılımın içeriğini de belirlemiş oldu. Genel planda, çeşitli uluslararası örgütler içinde kıta devletleri ile temasların arttırılması, Afrika’daki diplomatik temsilciliklerin sayısının arttırılması, BM’nin kıtaya yaptığı ekonomik ve teknik yardım programlarına katkı sağlanması gibi genel başlıklar bulunuyordu. AKP hükümetleri elinde, ekonomik, teknik-bilimsel ve ticari iş birliği anlaşmalarının imzalanması, teknik düzeyde bakanların ve uzmanların Türkiye’ye davet edilmesi, Afrika İthalat-İhracat Bankasına üye olunması, karşılıklı iş adamları ziyaretlerinin ve iş konseylerinin tertip edilmesi gibi hedefler önem kazandı.

Buna bağlı olarak ilk seferinde yanında 300 iş adamıyla Gabon, Nijer, Dakar, Senegal gibi ülkelere giden Erdoğan, özellikle baraj, inşaat, tekstil, turizm gibi konularda Türkiye’nin yapabileceklerinin propagandasını yaptı.

Erdoğan, bu kez Yeni Şafak gazetesinin manşetine bakacak olursak, “Cemaati çıldırtacak bir gezi” planlıyor. Gülen okullarının yoğun olduğu ülkelere yapılacak bu ziyaretlerde, “paralel yapının faaliyetlerine dikkat çekilecek”miş!

2013’teki ilk büyük seferde yer alan iş adamlarından hangileri bu sefer için elenecekler acaba? Mesela TUSKON başkanı yine heyette bulunacak mı? Daha önceki seferde, Afrika’daki okulların koçbaşı olarak görev üstlendiği ilişkiler şimdi hangi araçlarla yenilenecek ve hangi şirketler öne çıkacak?

Geçen ziyaretinde “Bizim Afrika’nın elmasında, altınında gözümüz yok, biz kardeşlerimizle hasret gidermeye geldik!” gibi yürek kabartan sözler eden Erdoğan, bu sefer konuşmalarını hangi tema üzerinden kuracak?

Bugüne kadar Afrika’da hemen her ülkede Gülen Cemaatinin uzantılarını ve ilişkilerini dayanak olarak kullanan Erdoğan, şimdi bu zemine karşı Afrikalı kardeşlerini mücadeleye mi çağıracak? İnlerine girin bunların, dağıtın, mahvedin mi diyecek?

“Afrika Açılımı”nın bu yeni aşamasında, öyle görünüyor ki, Gülen Cemaatinin ekonomik ve siyasi ilişkilerini kesmek ilk hedeftir ve bu baraj, doğal gaz, inşaat ihaleleri kapmaktan daha önemlidir.
Merakla ve dikkatle izlenmesi gerekiyor. Çünkü bir ucundan Afrika seferi, iç politikada ve AKP içi ilişkilerde pek çok sorunun anlaşılmasına hizmet edecek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa